Pekin Ördeği Meselesi

Yıl 2013, aylardan ise Eylül. Ben sektöre yeni girmiş; ürünleri, tabakları ve mutfağı tanımaya çalışan amatör biriyim. Ancak bir o kadar da meraklıyım. Sürekli araştırıyor ve deniyorum. Hayatımda hiç tatmadığım kadar yeni ürün tadıyor ve hatta bazen sırf bu nedenle midemi bozacak kadar!

Mersin’den başlayıp Diyarbakır’a uzanan geniş bir bölgem var ve dünya mutfağı ürünleri satışı yapıyorum. Daha doğrusu bu ürünleri bir şekilde şeflerimize anlatıyor ve menülerde bu ürünlerin ve hatta bu mutfakların yer alması için çalışmalar yürütüyorum.

Uzakdoğu mutfağı ise en çok ilgilendiğim mutfaklardan biri. Üstelik bu mutfak için bazı eğitimlere de katılmış, işin pratiği ile ilgili de bilgi sahibi olmuştum. Fakat yaşadığım coğrafya bu mutfağa çok yabancıydı ve tabuların yıkılması zaman alacaktı. Tam da bu detaylarda boğuluyorken beni çok mutlu eden bir olay yaşandı. Gaziantep’e yeni bir restoran açıldı ve bu restoran menüsüne Uzakdoğu yemekleri ekledi.

Uzun bir emek verdik aslında çok detaya girmedik ama Gaziantep’te suşi yapacak olan biri vardı ve ben çok mutluydum. Sene 2013 ve Gaziantepte suşi mutluluğum boşa değil inanın.

Tüm ürünleri belirleyip demo çalışmalarını yaptıktan sonra bölgeden ayrıldım ve Adana’ya döndüm. Yaklaşık bir hafta sonra bir telefon; arayan benim Gaziantepli müşterim. Epey de kızgın ve de üzgün. Konumuz Pekin ördeği ve problem ördeğin dövülerek öldürülmüş olma ihtimali. Evet yanlış okumadınız! Ördeğin butlarını ayırıp geri kalanını haşlayıp, acılı ekşili çorba yapmak isteyen şef; etlerin içinde kemiğin ufak parçalara ayrılmış olduğunu görmüş. Sadece haşlama işlemi yaptığı için bunu kendisinin yapmış olamayacağını ve bu ördeğin muhtemelen dövülerek öldürüldüğünü; bu koşullarda bu ürünü bir daha bizden almayacağını söyledi.

Bugün gibi hatırlıyorum, sesi telefonda titriyordu. Çok etkilenmiş ve kendini ördeklerin dövülerek öldürüldüğüne fena halde inandırmıştı. Şirketi aradım ve hemen marka temsilcisine ulaştım. Üretim videoları gönderdiler, kesim alanlarının görüntülerini paylaştılar. Her detayı tek tek aktarıyorum ama bir türlü ikna edemiyorum; Çinli üreticilere kızmış bir kere. Sonunda bir çıkar yol bulduk ve yerli ördek kullanması konusunda anlaştık. Akdeniz ördeği siparişi aldım ve hatta ben de Çinli üreticilere ördeklere yaptıkları bu eziyet için kızar vaziyette buldum kendimi.

İnanın uzun bir zaman demo çalışmalarında, şirket içi toplantılarda bu ördeklerin dövülmesi meselesi ile karşı karşıya geldim. Bizim hayvan sevgimizi kimse sınamaya kalmasın diye atıfta bulunan yöneticilerim oldu.

Konu ördeğe gelmişken kısaca bahsetmek isterim. Pekin ördeği ülkemize ilk nasıl geldi?

Sene 1982, Çin’e giden ilk Cumhurbaşkanımız Kenan Evren ziyareti sırasında Pekin ördeğini yemiş ve çok sevmiş. Daha sonra Mart 1984’de, dönemin Çin Cumhurbaşkanı Li Xiannian’ın Türkiye ziyareti sırasında Kenan Evren, kendisine Pekin ördeğinden ve Çin mutfağından takdirle söz etmiş. Bunun üzeine Li Xiannian, Beijing’den (Pekin) ördek gönderme sözü vermiş.

Kısa bir süre sonra gönderilen 10 adet ördek Antalya’ya yerleştirilmiş. Akdeniz Bölgesi iklimine uyum sağlayan hayvan, Antalya dışında Karadeniz bölgesi ve İstanbul’da da yetiştirilmeye başlanmış. Kenan Evren Çankaya köşkünde, Çin büyükelçiliğinden gelen şeflere yaptırdığı Pekin ördeği ile ziyafet vererek ürünü iyiden iyiye tanıtmış. O gün bu gündür süpermarketlerde ve Çin ürünleri satan firmalarda bu ürün alıcısıyla buluşuyor.

Kafanızda oluşan soru işaretini biliyorum? Acaba Çinliler gerçekten o ördekleri döverek öldürüyor olabilir mi? Tabiki de hayır. Şu an Çin’e covid-19 nedeniyle kızgın olabilirsiniz ama ördekleri bu meseleye karıştırmayın :)

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sevgiyle kalın...

İsmihan Akkök