Yeme İçme Sektöründe Yeni Normaller

Ülkemizdeki restoran ve kafeler mart ortasında alınan kararla kapandı. Fakat yeme içme sektörüne uygulanacak kısıtlamalar henüz gelmeden, yani daha Türkiye’de vaka görülmeden etkileri hissedilmeye başlanmıştı. Restoranımıza gelen misafirler, içeride gördükleri yabancı misafirlerin masalarına yakın oturmaktan çekiniyor ve havaların soğuk olmasına rağmen bahçe masalarını talep ediyorlardı. Aslında bu durum malumun ilanıydı. Sektör pandemiden fazlasıyla etkilenecekti.

Vaka sayıları her geçen gün artarken işletmeler çözümler aramaya başladı. Her işletme aslında hiç de bilmediği yeni bir oluşumun içinde buldu kendini. Neler yapabileceklerini düşünürken, devletin aldığı kararla birden kepenklerini indirmek zorunda kaldılar. İlerleyen süreçte paket servisi ve gel al uygulaması talep görmeye başladı. Böylelikle İşletmeler “yeni normal” düzende dijital ortamın önemini daha da iyi anladı. Yemekler kapılara asıldı, pişmemiş yemek kitleri hazırlandı. Diğer taraftan yeni normaller daha tam olarak anlaşılamamışken restoran ve kafelerin açılış tarihi 1 Haziran olarak açıklandı. Peki bu duruma sektör ne kadar hazır!

Önündeki örnekleri iyi değerlendiren işletmeler hemen hazırlığa koyuldu. Pandemiyi en zor atlatan ülkelerden İtalya, Fransa ve İspanya iyi bir model olabilir. Evet belki cam fanuslar yapılamaz ama bu ülkelerde uygulanan birçok yöntem bizde de kullanılabilir.

Yeni normaller sayesinde dijital menüler, kullan at örtüler, tek kullanımlık menüler, kullan at koltuk kılıfları, temassız ödeme seçeneği, sosyal medyada yayınlanan menüler, mesafeli masalar, rezervasyon şartı, açık alan ortamları, maksimum hijyen kuralları, hijyen eğitimi gibi konular ve uygulamalar önem kazandı. Zaten pratikte bunların birçoğunu yapan işletmeler bu yeni normallere ayak uydurmakta zorlanmayacak.

İşletme müdürü olarak görev aldığım restoran grubunun yıllardır rutin uygulamasında yer alan temizlik anlayışı ve çalışanlarına verdiği hijyen eğitimi bugün önemini bir kez daha gösterdi. Böylesi işletmelerin bu krizi çok kolay atlatacağını ve toplum huzurunda daha da değer kazanacağını düşünüyorum. Aslında sektörün doğru yola girdiğini ve “yeni normal” düzenin yeme içme sektörünü olumlu yönde etkileyeceğini ileride daha iyi anlayacağız.

Merdiven altı birçok işletme (işletmecik) yok olurken, bu işi hakkıyla yapan ve misafirinin güvenini hizmetiyle, kalitesiyle, hijyeniyle, samimiyetiyle kazanmış işletmeler bu süreçten çıkacaktır. Çatal bıçak seslerinin yeniden yankılandığı günlere kavuşmaya az kaldı.

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın...

Onur Sezgel