Küçükken annem bize ilk defa "imam bayıldı" yemeği yaptığı zaman çok şaşırmıştım. Annecim "imam neden bayıldı" diye sormuştum. Tabi annem de bilmediğinden, yavrucum bu sadece bir isim, çok takılma diyerek geçirmişti.
Üzgünüm annecim, o günden beri ben soru işaretleriyle dolu bir kafayla bu konuya takılıp kaldım .Geçmişten günümüze gelen bazı yemek isimleriyle ilgili çok düşünüyorum. Neden "imam bayıldı" neden "Ali nazik" neden "babagannuş" diyerek araştırdım sürekli.
Yemeğin gücünü, lezzetini içindeki sevgiden ve hikayesinden aldığına olan inancımdan yola çıkarak, sizler için bazı ilginç yemeklerin hikayelerini araştırıp biraraya getirdim.
Şıklık Tatlısı
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Urfa yöresinde sıklıkla yapılan bir tatlı olsa da o bölge dışında ismini duymayan birçok kişi vardır. Tatlının asıl adı "şileki"dir. Şileki, Kürtçe kökenli bir kelimedir ve ıslak anlamına gelir. Yıllar süren deformasyon sonucu günümüze "şıllık" olarak gelmiştir.
Yengen
Hikayeye göre; yeni tanıştığı kız arkadaşını devamlı gittiği büfeye götüren adam, arkadaşının siparişini verirken yengen diyerek malzemelerin bol konulması için kaş göz işareti yapmış. Siparişi alan kişi yemekleri getirdiğinde buyurun yengen diyerek servis etmiş. Sandviçin ismi bundan sonra "yengen" olarak kalmış.
Dul Avrat Çorbası
Hikayesi oldukça hüzünlü. Yıllar yıllar önce eşini kaybeden kadın maddi olarak oldukça zor bir durumdaymış. Çocuklarını doyurmakta zorlanıyor, yemeklik bir şey çıkaramıyormuş. Artık elinde ne varsa toplamış ve hepsini suda kaynatmış. Ortaya çıkan yemeğe ise bir süre sonra "dul avrat çorbası" ismi verilmiş. Çorba genelde nohut, mercimek, salça, un, su ve yağ kullanılarak hazırlanır.
Ali Nazik
Bu yemeğin saraylara dayanan bir geçmişi var. Yavuz Sultan Selim'in favorisi olan bu yemeği padişahımız övmek isterken "hangi eli nazik yaptı bunu" demiş. Bu sorunun üzerine yemek olmuş bize "ali nazik"
İmam Bayıldı
Bu yemek ile ilgili birçok rivayet var. En fazla bilineni şöyle: Eski bir dönemde bir imam, karısı tarafından yapılan bu yemeği ilk kez yediğinde lezzetinden veya yemeğe katılan malzemenin maliyetinden dolayı bayılmıştır. Bir başka rivayete göre, gene eski bir zamanda bir imam zengin bir zeytinyağı tüccarının kızı ile evlenmiştir. Eşinin çeyizinde bol miktarda kaliteli zeytinyağı bulunmaktadır. Kadın ilk günlerde kocasına bu zeytinyağı ile hazırlanmış, içine domates ve soğan eklenmiş patlıcan yemeği hazırlar. On üçüncü günde yemek masasında patlıcan bulunmamaktadır. Buna şaşıran imam artık zeytinyağının kalmadığını öğrenince üzüntüsünden bayılır.
Sütlü Nuriye
İhtilal döneminde askerle yönetilen belediyeler, baklava fiyatlarına bir üst sınır getirmişler. Fakat bu düzenleme, üreticilerin maliyetini kurtarmadığı için perişan olmasına sebep olmuş. Onlar da daha düşük maliyetli tatlılar üretmeye başlamışlar. Fıstık yerine fındıkla yapılan, şerbet yerine süt konulan nuriyenin hikayesi böyle. İsminin ise hiçbir anlamı yok.
Babagannuş
Aslen bir Lübnan yemeği olan "babagannuş" iki kelimenin birleşmesinden oluşuyor. Baba, bizdeki anlamıyla aynı, "ghanoush" ise şımartılmak, zevkten dört köşe olmak, keyiflenmek anlamlarına geliyor. Bunu "baba bayıldı" gibi de düşünebilirsiniz.
Hünkar Beğendi
Sultan Abdülaziz, İstanbul'a gelen Fransız İmparatoriçesi ve Napolyon'un karısı Eugene için bir kır gezisi düzenliyor. Bu gezi esnasında da saray mutfağından bu yiyecek hazırlanıyor. Abdülaziz'in hastası olduğu, Eugene'in tarifini alarak Fransa'ya götürdüğü bu yemek işte "hünkar beğendi"
Vezir Parmağı
Bu tatlının ismi rivayetten çok bir hikayeden geliyor. Zamanın birinde padişah, veziri ile ava gidiyor ve kazara baş parmağı kesiliyor. Bunu gören vezir "vardır bir hayır padişahım" diyor. Ardından başka bir gün padişah, insan yiyen bir kabileyle karşılaşıyor ancak vücudunda kesik olan insanları yemiyorlar. Padişah da bu sayede kurtuluyor (tatlı değil fantastik bilim kurgu)
Yeni yazımda görüşmek üzere, saygılarımla...
Pelşin Kardeş