Ben bu konuyu makale dersimde bilimsel bir makale halinde yazmıştım. Sonuna geldiğimde birden korona patladı, bilgisayarım bozuldu ve makaleyi bilimsel anlamda tamamlayıp yayınlama ihtimalim ortadan kalktı. Araştırdığım ve aklımda kalan bilgiler boşa gitmesin diye daha çok blog yazısı formatında yazıyorum. Yazının dinlerinin yemek kültürleri üzerindeki etkisine geçmeden önce dinin ne olduğunu öncelikli olarak size kısaca tanımlayayım.
Din; ilk insandan beri varlığı söz konusu olan toplumlara ve bireylere çeşitli kurallar ve yasalar yoluyla kısıtlamalar getiren içinde belli oranda felsefi içerik barındıran yaşama düzen ve iyilik getirme iddiasında olan olgu. Bugüne kadar çok fazla sayıda farklı isimlerle bireylerin karşısına çıkan birbirlerinin etkisi altında kalan bazıları bir diğerinin devamı niteliğinde olan ve varlığını sürdüren olgu. Bu olguların genelinin temelinde öldürmeyeceksin, yaşadığın yeri iyi bir yer haline getireceksin mantığı vardır.
Dinlerin topluma ve bireylere genellikle faydaları, manevi anlamda huzur katması ve olabildiğince iyiliğe sevk etmesidir. Din, kişi ve toplumlar üzerinde etkili olan ve onlarla varlığını devam ettiren bir müessesedir. Bu sebepledir ki, insanların helal ve haram telakkilerini etkilemekte, hatta şekillendirmekte ve tespit etmektedir. Öyle ise din ile sıkı bir ilişki içinde olan helal ve haram kavramlarının ortaya çıkışı dinin, dolayısıyla insanlığın tarihine kadar gerilere götürmek mümkündür.
Tarihin hiçbir döneminde dinsiz bir toplum olmadığı gibi, helal ve haramları olmayan bir din görülmemiştir. Var olan helal ve haram telakkisi, menşe itibariyle, ister beşeri ve ilahi olsun, isterse toplumsal bir gereklilik veya kültürel bir kalıtım olarak nakledile gelmiş bulunsun, uygulamada mutlaka dini bir görünüm sergilemiş; her bir devirde dini bir değer olarak kabul edile gelmiştir. (1)
Din, inanlarına bir dünya görüşü bir yaşam biçimi sunmasıyla gündelik yaşamın şekillenmesinde sürekli etkin olmuştur. Bu etki, topluma ve dinin dinamizmine bağlı olarak azalıp çoğalsa da varlığını sürdürmüştür. Din, toplumsal değişmenin önemli faktörlerinden birisidir. Ancak din, bazen toplumsal değişmenin motor gücü olabilirken bazen de değişmenin önünde önemli bir engel de olabilir. Bu yönüyle, değişmeye direnç gösteren, istikrarı sağlayan, toplumsal bütünleşmeyi koruyan bir yapıda karşımıza çıkar. Dolayısıyla nerede bir toplum varsa orada o topluluğu etkileyen bir din vardır. (2)
Dinin genel ve geniş aynı zamanda etkilerini açıkladıktan sonra bazı örneklerle yemeklere ve yemek kültürlerine etkisini anlatmaya başlıyorum.
Bazı din ve mezhep mensupları içinde bir topluluk için yiyecek olan bir hayvan, kültürel süreçlerin etkisiyle başka bir toplulukta besin olarak düşünülmektedir. Orta Asya coğrafyasında atın ve at sütünden elde edilen kımızın besin olarak tüketilmesi bunun tipik bir örneğidir. (3)
Yeme ve içme, insanların varlığını devam ettirebilmesi için vazgeçilmez ihtiyaçları arasındadır. Bu ihtiyacı insanlar genelde yaşadıkları coğrafyadan temin ederler. Coğrafyanın sunmuş olduğu imkanlar insanların geçim kaynaklarının oluşmasında önemli faktörlerden biridir. Bir toplumun geçim kaynakları da genel olarak yiyecek ve içecek ihtiyaçlarının karşılanmasında etkilidir. Bununla birlikte gıdaların tüketilmesi, toplumun sahip olduğu inanç sistemine uygun olmasını gerekli kılmaktadır. Örneğin; Türkler keçi, at, koyun, dağ keçisi ve geyik yerken domuz yememişlerdir (int1)
Müslüman toplumlarda da alkollü ürünler yasaktır bunun yanında suyun içerisindeki canlılar ve karada yaşayan canlıların birçoğu haram kılınmıştır. Bazı mezhepler kuran dışında hadislere bakarak daha farklı hayvanların da yenmesini yasaklamışlardır veya mekruh olarak görmüşlerdir. Örneğin Hanefilere göre balık dışındaki deniz canlılarını yemek haramdır. Yahudi toplumlarda domuz tavşan deve böcek yemek yasaktır. Bunun yanında deniz mahsüllerinden pullu ve yüzgeçli canlılar hariç hepsi yasaktır. Diğer dinlerde de çok çeşitli yasaklar vardır. Bu yasaklardan yola çıkarak şu sonuca varabiliriz. “Dinler toplumların yemek kültürlerini doğrudan etkilerler.”
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın...
Burak Göre
Kaynakça
1/ Erdem M. ( 1997). İlahi Dinlerin Kutsal Kitaplarında Helal ve Haram Anlayışı Üzerine Bir Araştırma - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (151 – 152 ).
2/ Abuzar C. (2011). Dinin Toplumsal Yaşam Üzerindeki Etkisi Harran
üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi, Temmuz – Aralık (26): (143).
3/ Beşirli H. (2010). Yemek, Kültür ve Kimlik - Milli Folklor Dergisi 22(87), (159 –
169).
İnternet Kaynakları
İnt1: Kılıç S. Ve Albayrak A. İslamiyetten Önce Türklerde Yiyecek ve İçecekler https://www.yenidenergenekon.com/ ( 1 – 2 ). Erişim Tarihi: 17 Kasım 2019.