Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk. Dehasıyla dünyayı kendine hayran bırakan büyük insan!
Hakkında çok kitaplar yazılan, dünya tarihinde adından saygıyla söz ettiren Atatürk için yemek çok önemli olmasa da sofra çok önemliydi. Dinlenme için ayrılan bir zamanı yoktu. Uyumuyorsa, okumuyorsa ve yazmıyorsa mutlaka sofranın başındaydı.
Yazar İsmet Bozdağ’ın “Atatürk Sofrası” adlı kitabında belirttiği üzere; her şeyi bilmek ve konuşmak isteyen Atatürk, insanları rahatlamaları için sofrasına çağırırdı. Dünya, memleket ve dünya olayları bu sofrada ulusal görüşe dönüşürdü.
Gelelim asıl konumuza…
Prof.Dr. Mahmut Tezcan’ın aktarımına göre, çok fazla yemek düşkünü değildi. Gün içinde sade ve basit yemekler tercih ederdi.
1931-1935 yılları arasında Çankaya Köşkü’nde aşçı olarak çalışan Halit Atay’ın ifadesine göre, güne sade kahvaltıyla başlar, bir bardak soğuk ayran, bir kase yoğurt ve bir dilim ekmekten ibaret olan kahvaltıyı orta şekerli sütlü kahvesi izlerdi.
En sevdiği yemeklere gelince;
Kuru Fasulye: Her daim ilk sıraya yerleşen kuru fasulyeyi etsiz olarak yerdi. Kendi tabiriyle “yağlı fasulye” her öğün yese bıkmayacağını söylediği yemekti. Kuru fasulye ile olan bağı öğrencilik yıllarından kalma bir alışkanlıktı. Yanında bulgur ya da pirinç pilavı tercih eden Atatürk, ekmeğini ayrana batırarak yerdi.
Selanik Usulü Ispanaklı Börek: Atatürk’ün çocukluğundan kalma bir diğer lezzeti ise, annesi Zübeyde Hanım’ın yaptığı bu börekti. Böreğin yanında mutlaka ayran tüketirdi.
Etli Bamya: Yanında yoğurt ile birlikte tükettiği ve genel olarak pek de sevilmeyen bamya Atatürk için tercih sebebiydi.
Karnıyarık: Atatürk’ün sevdiği yemekler sıralamasında birinciliğe oynayan karnıyarığı, pirinç pilavı ile birlikte tercih ederdi.
Peynirli Omlet: Geceleri acıktığında tercihini peynirli omletten yana kullanır zaman zaman da sahanda yumurta tüketirdi.
Fava: Çok sevdiği rakının yanında olmazsa olmaz mezesi favaydı.
Kuşkonmaz: İlk olarak Avrupa’da karşılaşıp deneyen Atatürk, tohumunu alarak Yalova Devlet Çiftliği’nde yetiştirdi. En çok haşlanmış haliyle tercih ediyordu.
İrmik Helvası: Tatlıyla arası pek olmasa da en çok tercihi irmik helvasından yanaydı.
Yanya Tatlısı: Selanik usulü baklava çeşidi olan bu tatlıyı, halsiz düştüğü zamanlarda tüketmeyi tercih ederdi.
Enginar: Ölmeden önce ne yediği yazılı kaynaklarda bilinmemesine rağmen, son isteğinin enginar olduğu söyleniyor. Ancak İzmir’den gelmesi gereken enginarın yetişmemesi nedeniyle bu isteği maalesef gerçekleşememiş.
Son olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na göre, “Atatürk’ün sofrasında hepimizin ruhunda ve dimağında nice derin, tatlı ve ibret verici anılar, yaşama ve insanlığa dair nice değerli dersler kalmıştır.”
Tabi sizlere Atatürk’ün sevdiği yemeklerden bir tanesinin tarifini vermeden yazımı bitirmek istemem.
Selanik Usulü Ispanaklı Börek
Malzemeler:
5 adet yufka( böreklik )
2 adet yumurta ( birisinin sarısı ayrılacak)
600 g ıspanak
2 adet kuru soğan
Pul biber
Kara biber
Beyaz peynir
2 yemek kaşığı un
Yarım çay bardağı sıvıyağ
Tuz
Böreğin arasına kullanılacak malzemeler:
3 çorba kaşığı sirke
1,5 çay bardağı sıvı yağ
Hazırlanışı:
Ispanaklar bol suda yıkanır ve doğranr. Ispanağın içine 1 adet yumurta,un,yağ ve tuz eklenir. Kuru soğan küçük doğranarak az yağda hafifçe kavrulur. Ispanaklı harç eklenerek hafifçe pişirilir. Baharatlar eklenerek soğutulduktan sonra peynir eklenir.
Tepsiye bir adet yufka alınır. Yağ ve sirke karıştırılarak fırça ile yufkaya sürülür. 3 adet yufkaya aynı işlemi tekrarlanır. Daha sonra hazırlanan ıspanaklı harç yayılır. Üzerine kalan yufkalar sirkeli yağlı karışım her kata uygulanır. Bu işlemler bitince kalan sirkeli yağlı karşıma bir adet yumurta sarısı eklenip böreğin üzerine sürülür. Önceden ısıtılmış fırında 180 derecede pişirilir.
Atatürk’ümüzü saygı ve özlemle anıyoruz...
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın...
Hafize Mutlu